24 Temmuz 2013 Çarşamba

Tuhaf Denemeler


Tuhaf Denemeler

Tüm dünyada salonlarda görünen Edison’un Kinetoscopları bir kenara bırakılmalı mı? Ya Jean Acmé Leroy’un “Marvelous Cinematograph”ı? Şubat 1895’te Louis Aimé Augustin Le Prince’in teknik meslektaşı Jean Acme Leroy Clinton, New Jersey’de halk için ücretli olarak film gösterileri verdi. Ağustos 1895’te İngilizce mucit Birt Acres Londra’nın Kuzeyinde, Barnet’te halka açık film gösterileri yaptı. Max Skandanowski kardeşiyle birlikte 1 Kasım 1895’ten itibaren Berlin’de “Das Bioskop” filmlerini gösterdi. Acres’in asistanı Arthur Melbourne-Cooper ilk şovunu 18 Aralık 1895’te Büyük Britanya, North Mymms in Hertfordshire’da ücretli giriş yapan bir topluluğa izlettirdi. Bunlar sadece birkaçı.



1888’de Augustin Le Prince (1842-1900?) sinema filmleri çekebildi ve bunları perdede gösterime sundu. Edison’un yıllarca sinemanın mucidi olduğunu iddia etti. Onun bu alandaki katkıları tam manalarını açığa çıkarmak amacıyla Amerikan film tarihçisi Gordon Hendricks’in birkaç çalışmasında ele alındı. Birt Acres (1854-1918) 1892’den itibaren kendi “kinetic camera”sının daha iyi bir versiyonu olan “Kineopticon” üzerinde çalışmaktaydı.


Augustin Le Prince 1900’ lü yıllar


Prince’in kamerası. The Science Museum, London.

1892’de genç bir mühendis olan Léon Bouly başarılı bir “Cinématographe” dizayn etti. 1893’te ona geliştirilmiş bir versiyon olan “Cinématographe Bouly” için bir patent verildi. Bu alet hala durmaktadır ve Paris’te le Musée des Arts et Métiers’te sergilenmektedir.
Ancak ne yazık ki Bouly yıllık patent ücretlerini karşılayamadı. Fotoğraf malzemeleriyle ilgili uluslar arası bir teşebbüsün sahibi olan Antoine Lumiere, çalışma müdürü Carpentier’e Edison’un kinetoscopunu söktürdü. Bu durumda Lumiere süresi dolan patenti kaptı ve oğulları Auguste ve Louis’in adına da ‘Cinématographe Lumiere’ olarak bir patent aldı.

Lumiere “cinematographe” ismini bile ödünç aldı. İş dünyası o kadar acımasız ki! New York’ta French Daily Le Figaro’nun yurt dışı şubesinin yıllardır müdürlüğünü yapan Fransız muhabir Léo Sauvage film tarihinde en büyük umumi reklâm numaralarından birini açığa vuran sert bir kitap olan L’affaire Lumière’yi yazdı. Ancak, Lumiere tam zamanında karşılık verdi. Halkın ilgisini çekmişti. Bu insanlar şimdi büyük bir kitleye ulaştırılabilirdi. Böylece, yeni bir iş teşebbüsünün finansal-ekonomik gelişiminin temeli oluşturuldu.
İkinci probleme İngiliz Filminin Tarihi’nin ikinci bölümünde yazan İngiliz film tarihçisi Rachael Low tarafından değinilmektedir: “Birçok tuhaf ve başarısız denemeye teşebbüs edildi. Buna örnek olarak kendi teçhizatı ve personeliyle sipariş üzerine filmler yapmak için 1908’de kendisinin ‘sadece toptan satış ticaretinin yapımcıları’ olarak reklâmını yaptıran firma verilebilir.”

Bu da göstermektedir ki endüstrinin yeni bir kolunun gelişmesinde ekonomik ön ihtiyaçlarda yazarın yok denecek kadar az bir kavrayışı vardı. Bunun ilk başarısı ilk ürün ömür periyoduna (6 ila 8 yıllık devirsel bir periyot) dayanmaktadır: üretim, dağıtım ve pazarlamada uzmanlaşma. Aynısı yarım yüzyıl önce fotoğrafçılıkta ve yakın zamanlarda bilgisayar endüstrisinde meydana geldi.

Rachael Low’un hakkında yazı yazdığı firma, yukarıda adı geçen Arthur Melbourne-Cooper’ın (1874-1961) St. Albans’taki Alpha Trading Company idi. Acres’ten ayrıldıktan sonra Arthur yılda yüzlerce film yaptı ve bunları tüm dünyada sattı. Bunlar arasında Keystone Cop komedilerinin ilkleri ve çok önceki kukla animasyon filmleri vardı. Aynı dönemde Pathé, Gaumont, Biograph and Edison gibi büyük stüdyolar ortaya çıktı.
İki Tarih

Açıklanan problemleri sınıflandırmak için sinemanın doğuşunu iki bölüme ayırmak gerekir. Birincisi teknik ekonomik tarih ve ikincisi nihai ürün olarak “sinema filmi”nin tarihi.
Sinematografi teknolojisinin doğuş zamanını kesin olarak belirleyebiliriz. Bu tarih 1888’di. Ne kaydedildiği ve perdede sunulduğu sinemadan ziyade zoetropes ve praxinoscopes gibi Victorian optik oyuncaklarına veya fotoğrafçılık alanına çok daha fazla benzerlik göstermektedir.
 
1900’den itibaren nihai ürün olan sinemanın tarihine odaklanabiliriz. 
 
Bu ayrımı yapmak suretiyle bunun gerçekte tesadüfî bir gelişme meselesi olup olmadığını da belirleyebiliriz. Veya belirli bir model bulabilir miyiz?
Marey, Le Prince, Reynaud

1888 yılı niçin göze çarptı?
 
Mevcut sinematografinin temel teknolojisinin bir sonucu olarak meydana gelen üç olay patentlerde şart koşuldu.
1888’de Parc des Princes’te Académie de Médicines’in fizyoloji profesörü olan Étienne-Jules Marey araştırmasında kalp ve kan dolaşımındaki hareketleri kaydetmekte ihtiyaç duyduğu bir alet olan “Chronophotographe”ını gösterime sundu.

Aynı yıl Parisli Émile Reynaud’a Paris’te Musée Grévin’de büyük bir başarıyla teşhir edilen, çekilen canlı resimlerinin görsel şeritlerde deliklerin kullanımı için bir patent verildi.
1888 ayrıca Le Prince’nin ilk başarılı denemelerini yaptığı ve bir cinematographic diorama’da birinci olmaya istekli olduğundan icadını geliştirmek için daha fazla finansal sermaye peşinden koştuğu yıldır. Ancak başarılı olamadı. Ailesini iflasın utancından kurtarmak için hiçbir iz bırakmaksızın Fransa’dan kayboldu. Muhtemelen Foreign Legion’da (özellikle Fransız ordusunda yabancılardan oluşan alay) askere alındı.
Marey 1878’lerde Eadweard Muybridge’nin Fransız salonlarında tırıs giden atları ve yürüyen çıplak modelleri sergilediği gösterilerinden oldukça etkilenmişti. Bu gösteri Augustin Le Prince’i ve Paris’te sanat akademisinde çalışan İngiliz Birt Acres’i de uyandırmıştı. Filmsiteleri olarak görevimiz online olarak full ve hd bir hizmet sunmak.
__________________________________________________________________________________________

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder